Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2. Öğrenci Çalıştayı Gerçekleştirildi

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul’da Adile Sultan Kasrı Öğretmenevinde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2. Öğrenci Çalıştayı’na katıldı.
Bakan Tekin, konuşmasında Türkiye’nin modernleşme tarihine geriye dönüp bakıldığında temel sıkıntı konuların dünyadaki gelişmeleri hızlı takip edememek, zamana yaymak, bu esnada da istenilen hızda hareket edememek olduğunu söyledi.
Tekin, 19. yüzyılda ve sonrasında yaşanan tartışmaların hepsinde yapılması gerekenin ne olduğuna dair gerek entelektüeller gerek siyasetçiler gerekse uygulayıcılar arasında fikir birliği oluştuğunu ancak bunların hayata geçirilmesinde tartışmalar, tereddütler, yavaş hareketler söz konusu olunca birçok konuda geç kalındığını dile getirdi.
Dünyada çok hızlı bir dönüşümün ve değişimin yaşandığına vurgu yapan Tekin, “Bu değişim ortamında zaman kaybetmek, bu değişim sürecini zamana yaymak bize hiçbir şey kazandırmayacak.” ifadesini kullandı.
Bakan Tekin, statükoyu korumanın ve “Öyle devam edelim, olduğu gibi kalsın.” demenin hiçbir fayda getirmeyeceğini belirterek, “Dünyada eğitim öğretim süreçleriyle ilgili inanılmaz hızlı bir değişim yaşanırken biz hâlâ 1970’li, 1980’li yıllardaki gibi sizlere bilgi yüklemeye çalışan, size ısrarla ‘Şunu da öğrenin, bunu da öğrenin.’ diye ders kitaplarına, müfredata koyan bir mantıkla hareket edersek çağı ıskalamış oluruz. Size de hiçbir faydamız olmaz. Oturduğunuz yerden belki kısa vadede bir değişim yaşanmadığı için mutlu gibi olursunuz ama okullarınızı bitirdiğinizde, eğitim öğretim süreçlerinizi tamamladığınızda, ‘Ben buradan ne elde ettim, bana ne faydası oldu?’ sorusunun cevabını veremezsiniz.” diye konuştu.
Dünyada her şey gibi eğitim öğretim süreçlerinin, bilgiyi edinme metodolojisi ve araçlarının da değiştiğine işaret eden Tekin, şunları kaydetti:
“Durum böyleyken bizim de kendimizi, eğitim sistemimizi sizin daha iyi yetişmeniz için, sizin dünyada muadillerinizle daha iyi rekabet edebilmeniz için, hayata daha iyi hazırlanabilmeniz için bazı değişiklikleri yapmamız gerekiyordu. ‘Değişiklik yapmayalım, kendimizi tartışmaya açmayalım, değişiklik yapacağız, bizi tartışacaklar, ne gereği var, biz devam edelim birkaç sene falan…’ deyip, kendimizi korunaklı bir alana hapsedebilirdik ama o zaman sizin ve sizin geleceğinizle ilgili hakkımız olmayan bir tasarrufta bulunmuş olurduk ve sizi bu koşullarda yetiştirememiş olurduk. Bir ebeveyn, sorumlu bir insan ve sorumlu bir yönetici olarak hata yapmış olurduk. Biz bunu asla düşünmedik. Dedik ki sistematik, radikal bir eğitim felsefesi değişikliği biz de yapmamız gerekiyor çünkü biz kendi içimizde bunu analiz edebildiğimiz gibi, uluslararası raporlarda, uluslararası ortamlarda da bunları rahatlıkla görebiliyorduk. O yüzden biz köklü bir dönüşüm sürecini, radikal bir eğitim felsefesi değişikliğini yapmak durumunda idik. Bunu yaptık.”
“Dünya durmuyor, sürekli değişiyor”
Tekin, Millî Eğitim Bakanlığının çocukları rekabetçi koşullara hazırlamak durumunda olduğunu, bunu yaparken çocukların karakter inşası sürecinde ülkeye, millete, insanlığa en faydalı olacak şekilde yetiştirebileceği unsurların da müfredatın içerisinde olması gerektiğini, bunu da yaptıklarını söyledi.
Müfredattaki köklü sistematik felsefe değişikliğinin odağında bu iki husus olduğunu vurgulayan Tekin, 2014 yılında başladıkları hazırlık sürecinde metodoloji olarak kapsayıcı bir istişare yöntemini benimsediklerini ve şimdiki noktaya getirdiklerini dile getirdi.
Tekin, süreç içinde paydaşlarla istişare hâlinde olacaklarını ve süreci sürekli değerlendireceklerini, geri dönüşlere göre sistemi revize edeceklerini söylediklerini hatırlatarak, “Bunu söylediğimizde bize şu eleştirileri yaptılar, ‘Gene mi değiştireceksiniz?’ Evet, gene değiştirmek durumundayız çünkü dünya durmuyor, sürekli değişiyor. Size bugün verdiğimiz coğrafya dersindeki sınırlar yarın değişebilir. Biz hâlâ eskisini vererek sizi bu anlamda çağ izlemeyen öğrenciler pozisyonuna sokamayız.” ifadelerini kullandı.
Bir dönemin teknolojik ürünlerinden disketi bugünkü öğrencilerin bilmediğini, dün sohbet ettiği bir öğretmenin buna dikkatini çektiğini aktaran Tekin, şunları kaydetti:
“Ben ilkokul ya da ortaokul öğrencisiyken onu bana gösterseydiler bilemezdim. Fakat üniversite öğrencisi iken hayatımızın bir parçasıydı. Biz hâlâ size verdiğimiz kitaplarda disketi bir veri toplama aracı olarak kullanılan bir şey olarak göstersek siz bizimle dalga geçersiniz. O yüzden biz sizi iyi hazırlayabilmek için, komik duruma düşmemek için kendimizi sürekli revize etmek durumundayız. Bu çalıştayları yapıyoruz ama bu çalıştayları yaparken Bakanlık merkez teşkilatında koskoca bir genel müdürlüğümüz var. Bu konudaki ilgili genel müdürlüklerimiz, bu konudaki yenilikleri sürekli takip ediyorlar. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımız var, sürekli müfredattaki yenilikleri takip ediyorlar ve onları hayata geçirmek istiyoruz. Kamuoyundaki bütün eleştirilere göğüs gererek, hepsini göze alarak diyoruz ki çocuklarımız iyi yetişsin diye her şeyi yapmaya hazırız. Bir taraftan bu süreci bu şekilde yürüteceğiz. Bir taraftan da bu çalıştaylarda sürecin aktif bir unsuru olarak gördüğümüz siz sevgili öğrencilere de sormak istiyoruz, Aksayan bir şey var mı, düzeltilmesi gereken bir şey var mı, diye… Bu izleme, değerlendirme süreçlerini devam ettireceğiz. Sizin konuştuğunuz bu güzel şeylerle müfredatımızı daha da zenginleştireceğiz, daha dinamik, daha canlı hâle getireceğiz.”
Bakan Tekin, “Tek derdimiz, tek arzumuz sizi gelecek kuşaklara veya dünyadaki muadillerinizle rekabet edebilecek şekilde güçlü bir birey olarak yetiştirmek. İnşallah, hep beraber önümüzdeki yüzyılı, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak inşa edecek, hem insanlık değerlerine damga vuracak hem de teknolojik gelişmelerine damga vuracak bir Türk gençliği yetiştirmek için gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah; hep beraber bu hayalimizi, bu isteğimizi, arzumuzu hayata geçireceğiz.” dedi.
Konuşmasının ardından Tekin, 23 öğrencinin yer aldığı danışma kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Tekin, burada öğrencilerle sohbet ettikten sonra sorularını cevapladı. Ayrıca 81 ilden 129 öğrencinin katıldığı çalıştayda 16 çalışma grubu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline hâkim moderatör ve raportörler koordinesinde çalışma yaptı.
Çalıştaya Gaziantep’ten katılan Yusuf İslam Kırmazıoğlan; etkinliğin çok verimli olduğunu, fikirlerinin alınmasının hem kendi açılarından hem de eğitim sistemi açısından önemli olduğunu kaydetti. Konya’dan çalıştaya katılan Gülnihal Dağtaş ise fikirlerine fırsat verilmesinin çok kıymetli olduğunu dile getirdi.
Bizi Whatsapp Kanal’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Whatsapp Doküman Kanal’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Instagram’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Instagram Kanal’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Twitter’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Facebook’tan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Telegram’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.
Bizi Youtube’dan takip etmek için TIKLAYINIZ.